DİSK'in asgari ücret talebi: Net 3 bin 800 lira olmalı

DİSK, 2021 yılı asgari ücretin net 3 bin 800 lira olmasını istedi. DİSK Başkanı Çerkezoğlu, en azından TÜİK’in verilerinin dikkate alınması gerektiğini belirtdi

DİSK'in asgari ücret talebi: Net 3 bin 800 lira olmalı

DİSK, 2021 yılı asgari ücretin net 3 bin 800 lira olmasını istedi. DİSK Başkanı Çerkezoğlu, en azından TÜİK’in verilerinin dikkate alınması gerektiğini belirtdi

08 Aralık 2020 Salı 00:35
DİSK'in asgari ücret talebi: Net 3 bin 800 lira olmalı

"Asgari ücret geçim ücreti olmalı. Uluslararası standartlara uygun bir biçimde hesaplanmalı ve üzerindeki vergi ve kesinti yükü kaldırılmalı." dedi.

Hükümet ile işçi ve işveren sendikaları, 2021'de uygulanacak asgari ücreti belirleme çalışmalarını sürdürüyor. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), asgari ücretin ne olması gerektiğine ilişkin bir rapor hazırladı. Başkan Arzu Çerkezoğlu, DİSK Araştırma Merkezi (DİSK-AR) tarafından her yıl düzenli olarak hazırlanan asgari ücret araştırmasını bu yıl "Salgın Günlerinde Asgari Ücret Gerçeği Araştırması-2021" başlığıyla yayınlanan raporu basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu.

Çerkezoğlu, konfederasyon olarak önerilerinin 2021 yılı asgari ücretinin net 3 bin 800 lira olması yönünde olduğunu bildirdi. Halen, brüt 2 bin 943 , net de 2 bin 324 lira 70 kuruş olan asgari ücretin ortalama ücret olarak uygulanır hale geldiğini söyledi. Çerkezoğlu şu değerlendirmeyi yaptı:

"Uluslararası standartlara uyulmak zorunda"

"Asgari ücret belirlenirken her şeyden önce uluslararası standartlara uyulmak zorunda. Uluslararası standartlar derken Birleşmiş Milletler, Uluslararası Çalışma Örgütü, Avrupa Konseyi'nin bütün kararları asgari ücreti işçinin sadece kendisi değil ailesiyle birlikte yaşayabileceği bir geçim ücreti olarak tarif eder. Ama Türkiye’de yıllardır tek bir işçi üzerinden hesaplanan asgari ücret var. Asgari ücretin aile ile birlikte hesaplanması son derece önemli.

"Açlık sınırın altında bir asgari ücret var"

Türkiye’deki açlık sınırı, yoksulluk sınırı rakamları son derece önemli. Türkiye’de yoksulluk sınırı sekiz binin üzerine çıkmış durumda. Bırakın yoksulluk sınırını açlık sınırının bile altında bir asgari bir ücret var. Bu asla kabul edilemez. En azından bir evde iki kişi çalıştığında bir yoksulluk sınırı kadar bir gelirin haneye girmesi gerekiyor. O nedenle yoksulluk sınırı önemli bir ölçüdür. TÜİK, her yıl bir rakam belirliyor, asgari bir geçim tutarı belirliyor ve bunu asgari ücret tespit komisyonuna sunuyor. Ama her yıl komisyon, TUİK'in, yani devletin kendini kurumunun belirlediği rakamlardan daha düşük bir asgari ücret belirliyor. En azından TUİK’in önerilerinin bu acıdan dikkate alınması gerekli. Yani özetle asgari ücret geçim ücreti olmalıdır. Uluslararası standartlara uygun bir biçimde hesaplanmalıdır. Ve son olarak üzerindeki vergi ve kesinti yükü kaldırılmalıdır."

3,3 milyon işçi asgari ücretin altında bir ücret alıyor

DİSK'in asgari ücret le ilgili raporu özetle şöyle:

"Asgari ücret milyonların meselesidir. Türkiye’de milyonlarca işçi asgari ücrete mahkûmken, milyonlarca işçi de yasa dışı bir biçimde asgari ücretten mahrumdur. Asgari ücret azami sayıda işçiyi ilgilendiriyor. Asgari ücret giderek ortalama ücret haline geliyor, ortalama ücret asgari ücret düzeyine düşüyor. 3,3 milyon işçi (bütün ücretli çalışanların yüzde 17’si) asgari ücretin altında bir ücretle çalışıyor. Asgari ücretin yarısından daha az ücretle çalışan işçi sayısı 1 milyona yakın. Asgari ücret ve altında bir ücretle yaşamını sürdürmek zorunda olan işçilerin sayısı 7,5 milyon (bütün ücretli çalışanların yüzde 38,3’ü) civarındadır. Asgari ücretin yüzde 20 fazlası ve altında ücret alan işçilerin sayısı 9,7 milyondur. Bütün ücretli çalışanların yüzde 50’ye yakını bu kapsamdadır. Tüm ücretli çalışanların yüzde 64’ü ise (12,5 milyon işçi) asgari ücretin altı ile asgari ücretin bir buçuk katı arasında bir ücret elde ediyor.

Covid-19 salgınıyla birlikte ücretlerde önemli kayıplar yaşandı ve asgari ücret altında gelir elde edenlerin sayısı arttı. 1.168 lira ödenekle zorunlu ücretsiz izne çıkarılanlar asgari ücretin yarısı kadar bir gelirle yaşamaya zorlanıyor. Salgınla birlikte kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin ödeneğiyle asgari ücretin altına mahkûm edilenler ile işini kaybeden kayıtsız işçiler göz önüne alındığında asgari ücretin altında gelirle yaşamak zorunda olanların sayısının daha da arttığını söylemek mümkün.

Özel sektörde çalışanlardan yüzde 21,7'si asgari ücrete erişemiyor

Özel sektör işçilerinin yüzde 21,7’si asgari ücrete erişemiyor. Özel sektörde asgari ücret ve altında ücretle çalışanların oranı yüzde 49 ve asgari ücret civarında çalışanların oranı yüzde 62’dir. 9,5 milyona yakın özel sektör işçisi asgari ücretin yüzde 20’si ve altında ücretlerle çalışıyor. Asgari ücrete erişemeyenlerin oranı genelde yüzde 17 iken kadınlarda bu oran yüzde 25’i aşıyor. Asgari ücret düzeyinde ve daha düşük ücret alanların oranı genelde yüzde 38 iken, kadınlarda yüzde 49’a yükseliyor. Kadınların yarısı asgari ücret ve daha düşük ücretlerle çalışıyor. Özel sektörde kadın işçilerin yüzde 32,5’i asgari ücret altında ücretlerle çalıştırılıyor. Özel sektördeki kadın işçilerin yüzde 9,3’ü ise asgari ücretin yarısının da altında ücretle çalışmaya zorlanıyor. Özel sektörde asgari ücretin oldukça altı ile asgari ücretin yüzde 20 fazlası arasında çalışmak zorunda kalan kadın işçilerin oranı ise yüzde 76’ya çıkıyor.

Arnavutluk hariç Avrupa'daki en düşük asgari ücret

Ücretler asgari ücret düzeyine geriliyor. 2006 yılında aylık ortalama ücret ve maaş geliri asgari ücretin yaklaşık 2 katı iken, 2019’da asgari ücretin 1,41 katına geriledi. 1978’de kişi başına milli gelirin yüzde 3,4 üzerinde olan asgari ücret, aradan geçen 42 yılda kişi başına milli gelirin yüzde 40 altına düştü. Asgari ücret kişi başına gelire paralel olarak artsaydı brüt asgari ücretin 2020 yılında 2.943 TL değil, 4.995 TL olması gerekirdi. 2010’da Avrupa’da Türkiye’den düşük asgari ücrete sahip 12 ülke varken, 2020’de bu sayı 3’e düştü. Türkiye’den daha düşük asgari ücrete sahip ülkeler Sırbistan, Bulgaristan ve Arnavutluk’tur. Ancak 2020 kasım ve aralık ayındaki güncel döviz kur dikkate alındığında Türkiye’deki asgari ücretin Arnavutluk hariç Avrupa’daki en düşük asgari ücret olduğu açıktır. Brüt asgari ücretin dolaylı-dolaysız vergi ve kesintilerini dikkate aldığımızda yüzde 33,4’ü (983 TL) vergi ve kesintilere gidiyor.

2023'te yıllık 25 olan Cumhuriyet altını alma gücü 10'a düştü

İşçinin eline (Asgari Geçim İndirimi-AGİ dahil) brüt asgari ücretin sadece yüzde 66,6’sı net harcanabilir gelir olarak geçiyor. İşçi 365 günün 122 günü vergi ve kesintiler için çalışıyor. Asgari ücretle çalışan işçilerden alınan vergi miktarı ilk vergi dilimi tarifesi düşük tutularak artırıldı. 2002 ve 2003 yıllarında ilk vergi dilimi tarifesi asgari ücretin 15-16 katı idi. AKP iktidarında vergi dilimi tarifeleri asgari ücretten ve enflasyondan daha az artırıldı. Böylece 2020 yılında ilk vergi dilimi asgari ücretin 7,5 katına geriledi. ABD doları cinsinden asgari ücret 2016’da 430 ABD dolarına yükseldi. Sonra ekonomik ve siyasal istikrarsızlığa bağlı olarak asgari ücret dolar cinsinden gerilemeye başladı. Ocak-Kasım 2020 ortalama kurlara göre asgari ücret 336 ABD dolarına geriledi. Güncel kurlara göre ise 300 doların altına düştü. Merkez Bankası’nın yıllık ortalama Cumhuriyet altını fiyatlarına göre 2003 yılında asgari ücretin yıllık tutarı ile 25 altın alınabilirken 2020’de yıllık net asgari ücretle sadece 10 Cumhuriyet altını alınabilmektedir."

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner34

banner39

banner37

banner38