Bu yazımda farklı bir konuya değinmek istiyorum. Hayatımızda camiler, önemli bir yer tutuyor. Dini kitapların hangisine bakarsanız bakın, kutsal kitabımız olan Kur’ ana da baktığınızda, namazın ne kadar önemli olduğunu görürsünüz. Bildiğim, gördüğüm bütün din adamlarının da söylediği ve ısrarla üzerinde durduğu konuların başında gelir, namaz. Namaz; evde, kırda, dağda bayırda, gemide, binek üzerinde kılınabildiği gibi; camilerde topluca kılınması çok daha makbuldür. Bu kadar önemli olmasına rağmen, namazı dos doğru, gerektiği gibi kılıyor muyuz, tartışılır. Çünkü kıldığımız namaz bizi kötülüklerden alıkoymalıdır. Namaz kılmamıza rağmen kötülüklerden alı koymuyorsa bizi, sorgulamalıyız kendimizi. Namazı huşu içerisinde kılmalıyız derler alimlerimiz. Benim bundan anladığım; insanın, her türlü düşünceden uzaklaşarak, Yaratanı ile baş başa zaman geçirmesidir. Bu zaman diliminde kendini dinler ve tüm kaygılarına ara verir. Bunu başarabilirse insan, ayrı bir boyuttadır artık. Bu aşamadan sonra hayata bakışı değişir. Artık kendisi vardır. Sevgi, muhabbet anlam kazanmıştır hayatında. Ben varsam, çevrem de var olmalıdır. Hayat, bir anda yokluktan varlığa dönüşmüştür. Maddeye fazla anlam yüklemeye gerek kalmamıştır. Madde bölündükçe azalır, sevgi paylaştıkça gelişir. İşte o zaman kendimize reva gördüğümüz güzel şeyleri, diğer insanların da en az bizim kadar hak ettiğini düşünmeye başlarız. O zaman çevreyle olan çatışma, mücadele, düşmanlık, kazanma hırsı; yerini sevgi ve paylaşmaya bırakmıştır. Yani namaz bizi kötülüklerden alıkoymuştur. Güzel olan da budur. Bunu başarabilmek için namaz kılarız.Konumuz bu değil tabi. Bugün ben camilerden bahsetmek istiyorum. Cami, insanların toplumsal birlikteliğini tesis eden önemli bir argümandır. Yukarıda bahsettiğim huşuyu başarabilmiş insanlar topluluğunun bir arada ve hep birlikte, tek vücut gibi aynı amaca yöneldiğini düşünsenize. Neler olmaz. Futbol sahalarında olan sinerjinin camilerde olduğunu düşünmek bile insanı heyecanlandırır. Stada gidenler, neler yaşadığını bilir. Ben bu sinerjiyi kontrolsüz bir güce benzetiyorum. Sonunda çatışma, kavga, nefret varsa, enerjiler boşa gitmiş demektir. Bu enerjiyi, doğru yola akıtabilirsek ve camilere bu heyecanı getirebilirsek... İşte o zaman camilerimiz cami, statlarımız stat, gücümüz güç olur. Kendimize değil, İNSANLIĞA hizmet etmiş oluruz. Bilinçli hareket ettiğimizde, ne yapmak istediğimizi biliriz. Bir saat tefekkür ( düşünce, bilinç, sorgulama, araştırma vb.) bin saat ibadetten hayırlıdır derler. İbadetin gittiği yol da bilinçtir zaten. Bilinç olmayınca hayat anlamsızlaşıyor. İkisi bir araya gelince ( nuran ala nur ) nur üstüne nur olur.Son zamanlarda sevinerek görüyorum ki, gençler, aydınlar, bürokratlar, komutanlar, üst düzey yetkililer ve her kesimden insanlar camiye yöneliyor. Artık, mis gibi kokan, dış ve diş temizliğine önem veren insanların camilere yöneldiğini görüyoruz. Şimdilik bayramlar ve cumalarda bu manzaralara sık rastlanmaktaysa da normal vakitlerde de rastlayabiliyoruz. Cemaat bilinçli olunca, camiye de bilinç gelir. Namaz kıldırma memuru yerini, kelime manası lider olan İMAMLARA bırakır. İmam, her yönüyle örnek olur, yön verir, bilgi verir, bilinç verir. Alimdir, eğiticidir. Cemaatına sahip çıkar, insanları kaynaştırır, tanıştırır, yardımlaştırır. Bunu yapan imamlarımız da var çok şükür. Camide namazdan sonra imamın cemaata dönmesinin sebeplerinden biri de, varsa sorulara cevap vermek, cemaatın sorunlarıyla ilgilenmek, ihtiyaç sahiplerini, güç sahipleriyle buluşturmak. Yoksa namaz kılıp, kimseyle görüşmeden çıkıp evimize gidersek, evde zaten komşu komşuyu tanıyamaz olmuşken, namazımızı camide kılmış sayılır mıyız ? Yoksa yasak mı savmış oluruz ? 

En derin muhabbetle herkese saygılarımı sunuyorum.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner39

banner37

banner38