Kategoriler

SÖZ KOCAELİ GAZETESİ

Bir Annenin Ölümü, Bir Neslin Çöküşü

Bir Annenin Ölümü, Bir Neslin Çöküşü

Güllü’nün ölümü bir “adli vaka” değildir. Bir aile içi trajedi hiç değildir. Bu olay, yeni nesilde ne yetiştirdiğimizle yüzümüze çarpan sert bir aynadır. Bir kız çocuğunun, kendi annesine böyle bir vahşeti reva görmesi; bireysel bir cinnetten çok daha fazlasıdır.

Asıl soru şudur:
Biz neyi normalleştirdik de bu mümkün oldu?

Bu çağda büyüyen çocuklar yalnız değil; başıboş. Ahlaki sınırlar flu, otorite itibarsız, merhamet zayıf. Şiddet; ekranlarda, oyunlarda, sosyal medyada sıradanlaştı. Öfke yönetimi öğretilmedi. Empati küçümsendi. “Ben merkezliyim” anlayışı kutsandı. Sonuç: Vicdanı gelişmemiş, sorumluluk almayan, sınır tanımayan bireyler.

Eğitim sistemi bilgi yüklüyor ama karakter inşa etmiyor. Aileler meşgul, yorgun ya da ilgisiz. Devlet ise ancak sonuç ortaya çıktığında devreye giriyor. Oysa cinayet bir anda olmaz. Öncesi vardır. Görmezden gelinen sinyaller, bastırılan öfke, yalnız bırakılan bir zihin vardır.

Bu olay bize şunu söylüyor:
Yeni nesilde bir katil yetiştirildi ve çoğumuz bunun farkında bile değildik.

Sorumluluk sadece ailede değil. Toplumda. Medyada. Eğitimde. Dijital dünyada. Çocuğu “özgür” adı altında denetimsiz bırakan, her davranışı mazur gören, sınır koymayı “baskı” sanan anlayış; bugün bu tabloyu üretiyor.

Gerçeklerle yüzleşelim:
• Sevgi tek başına yetmez.
• Disiplin şiddet değildir.
• Sınır, güvenliktir.
• Vicdan öğretilir.

Bir anne öldürüldüyse, mesele sadece fail değildir. O faili var eden düzeni konuşmak zorundayız. Aksi halde bu yazı da, bu öfke de, bu şaşkınlık da bir sonraki vakaya kadar unutulur.

Ve asıl korkutucu olan şudur:
Bu son olmayabilir.

Yorumlar
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.