Davutoğlu ,Ankaradaki İl başkanları toplantısında şöyle diyor: ''Ramazan Bayramında hepiniz şunu söylediniz,sayın başbakanım KOALİSYON YAPMAYALIM ,seçime gidelim hazırız. '' Bu sözlerle günlerce Bahçeli ve Kılıçtaroğlu koalisyon kurmak istemediler tantanası ise gündem oluşturdu. Belli kesim zaten düşünmeden hemen inanıverdi. Onun için özellikle Bahçeli ve MHP üzerinde sirkülasyon oluşturulup,MHP köşeye sıkıştırılmaya çalışıldı ve hala çalışılıyor.
Yukarıda belirttiğim gibi, aslında kimin koalisyon istemediğini, kimin ülkeyi her gün şehit cenazeleri gelirken erken seçime götürdüğünü bu millet çok daha iyi anlamalıdır. Kılıçtaroğlunu dinledim; bana hiç kimse koalisyon teklifi yapmadı ,sadece bazı bakanlıkların nasıl çalıştığına dair fikrim soruldu,dedi.
Devlet Bahçeli ile başbakan bir araya geldiğinde ise ,başbakan alelade bir yere misafirliğe gidercesine Bahçeli'nin yanına gelmiştir.Bahçeli ise elinde geniş hacimli bir evrak çantası ile gelmiş , ileri sürdüğü ilk dört maddeyi başbakan onaylarsa koalisyon görüşmelerine başlarız düşüncesi ile çalışarak gelmiş,ancak koalisyon değilde şimdi pkk nın partisi ile oluşturulan kısa zamanlı seçim hükümetine katılım mevzu edilmiştir.
Siyasette ihtiras ve hırs, aklın önüne geçerse; siyasetçinin tükendiği gündür.
Halka sormuşlar: Koalisyon kurulmasında İSTEKSİZ olan ve MIZIKÇILIK yapan kimdi diye:
% 78.9’u Cumhur Başkanıdır, % 65.3’ü AKP’dir, % 40.2’si CHP’dir, % 45.3 MHP’dir, %15.9 HDP’dir. Sonuçları çıkmış. Demek ki bu asil halk; kimin ne yaptığını biliyor. Onun için Erdoğan’ın 400 vekil isteğine de AKP’nin tek başına iktidar olmasına da bu millet “HAYIR” demiştir. Halkın iradesini küçük görmemek lazım.
Bu atmosferde halka ise tamamen aldatmaca bir senaryo anlatılmakta, muhalefet töhmet altına alınmaktadır. Muhalefet halkın gözünden düşürülmeye çalışılmaktadır. Açıkça görülmektedir ki bu irade; ne akp il başkanlarının iradesidir, ne de başbakanın . Bu irade iktidar elden giderse başa geleceklerin ,iktidarı kimseyle paylaşmak istemeyenlerin iradesidir.
Asker pkk ya vurdukça ,kaç yıldır şehit gelmezken şimdi birden bire ne oldu da şehit cenazeleri geliyor diyenler, yavaş yavaş hükümetle pkk arasındaki anlaşmalar ve kanka ilişkisine yoğunlaşıyor. Hiç düşünmeyenler, tepe ne derse o doğrudur,başbakan dediyse tamam diyenler dahi artık durumu yargılamakta ve sorgulamaktadır. Oslo ve Dolmabahçe görüşme ve anlaşmalarının içeriğinde neler vardı ,diyenlerin sayısı ,artık sadece muhalefet değil akp den de yükselmeye başlamıştır.
Durum karmaşalığını korurken tıpkı Demirel hükümetinden payeler verilerek CHP yi iktidara taşıyan Mataracı ve arkadaşlarının bir nevisi maalesef bugünlerde aynen yaşanmaktadır . Tuğrul Türkeş'in soyadından dolayı vekil seçilen bir şahıs olduğunu herkes bilir . İşte bu şahıs üzerinde denemeler yapıldı,başkalarına da çağrı mektubu gönderildi ama kimse yanaşmadı .Ancak bu sırada aldığımız haberlere göre , ‘Tuğrul Türkeş üzerinden MHP ye operasyon yapılırken , bu durum MHP’de kenetlenme yaratmış; o nedenle ki Türkeş, kendisiyle birlikte kabineye başka iki MHP’liyi daha çekme uğraşısında bulunmuş ama hüsran yaşamıştır, ‘ince bir tüy dahi’ koparamamıştır. Akp ise bu hususta beklentilerine ulaşamamıştır.
Pkk nın kravatlıları ile seçim hükümeti başlar başlamaz , pkk ile hükümet olmanın ne olduğunu Akp'de Türk Milleti' de , Ermeni meselesi ile ilgili Hdp li bakanların verdiği beyanatlardan anlamış olmalıdırlar . Gündem hızlı değişirken ,Güneydoğuda işgal ve devlete karşı isyanlarla 13 yılın sonu ve YOLUN SONU GÖRÜNMEYE devam etmektedir !!!
Saygılarımla...