Hüseyin Cevdet Emeklier’in geçirdiği feci kazada can vermesi. Başhekim Yardımcımız Hakan Hacımehmetoğlu’nun çok erken gelen ani ölümü. Bizlere bir kez daha tek gerçeğin ölüm olduğunu adeta hatırlattı.
Evet dostlar, sevgili okurlar yaşadığımız Dünya tatlı geliyor insanoğluna… Kırarız, dökeriz, severiz, ağlarız, korkarız, mutlu oluruz, türlü türlü duyguları ve beraberinde düşünceleri yaşarız… Koltuklara, paraya, şana, şöhrete kanarız…
Bir çoğumuza hayat hiç bitmeyecekmiş gibi gelir. Dünya’nın ve bizleri yaratanın neden bizi bu aleme gönderdiği aklımıza bile gelmez… Deminde dedim ya tatlı gelir bu hayat…
Oysa kimler gelmiş kimler geçmiştir. Dünya’nın ömrü bilinmez ama geçmişinin aklımızın almayacağı kadar uzun olduğu kesindir.
Peki ne yapmalıyız. Bu Dünya’ya gelmişiz. Bir hayat yaşıyoruz. Öyle bir hayat ki sanki bu Dünya bizim. Teknoloji almış başını gitmiş. Sınırlar bölünmüş. Ezilenler, yönetenler belirlenmiş.
Yapmamız gereken o kadar apacık ortadaki… Bizi yaradan anahtarı göndermiş. Kilidi açmamız için her şeyi vermiş. Nasıl yaşamamız gerektiğini de indirdiği kitap ve Resulullah’ın aracılığı ile bize ulaştırmış.
Peki biz ne yapıyoruz. İşte burada oturup düşünmek lazım. Öncelikle hayatın anahtarı Kuran’ı Kerim’i okumakla başlamalıyız. Kitabımızı anladıktan sonra her şey çok daha kolay olacaktır…
Kimsenin akılına ve aracıya ihtiyacımız yok! Yaradan’ın bize verdiği akıl ile doğruyu bulmamız mümkün… Yeter ki isteyelim. Bu Dünya’da neden yaşadığımızın cevabına inanalım.
Ondan sonra insan gibi, bizi Yaradan’ın dilediği gibi yaşayalım. İşte bunu yaptığımızda Dünya’nın anlamına da ulaşırız ki; tertemiz oluruz. O temizlik Dünya’yı sardığında da yaşam anlamlılaşır ve mutluluk sarar bu geçici bedenlerimizi. Ölümü de gözyaşları ile değil, rahatlıkla karşılarız o zaman.
Onun içindir ki ölüm karamsarlık değil, gerçek aydınlık, ferahlıktır… Unutmayalım! Tek gerçek ölümdür hey insanoğlu…